CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Fazilet, “Her bahiste Cumhurbaşkanı Altılı Masa’daki sayın liderlere mi danışacak?” Kendileri alışmışlar ya bu paradigmaya. Bu mevcut paradigmanın lisanıdır bu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamını mevcut halinden uzaklaştırmaya, siyasetsizleştirmeye geliyoruz esasen. Türkiye’de yürütmenin başı, Başbakan olacak. Evvela Cumhurbaşkanı’nın elindeki bu mübalağa endeksi yüksek çok abartılı yetkilerin anayasal hukuk içerisinde Başbakanlık Sistemi’ne devredilmesi gerekiyor.” dedi.
CHP’li Erdem TV5’te katıldığı programda Altılı Masa’nın çalışmaları ve cumhurbaşkanlığı adayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayından evvel, Anayasa taslağı ve hükümet sistemini belirlediğine dikkat çeken Fazilet, gerçekleşecek seçimde sonra Millet İttifakı’nın ortak adayının Cumhurbaşkanı olacağını seçimin akabinde bir kabine oluşacağını tabir etti.
Eren Fazilet konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Seçimi kazandığımız tarihten itibaren bir sonraki seçime kadar olan mühlete biz geçiş süreci diyoruz. Bu olağan kurallar altında bir siyasi partinin kendi programını hükümet programı yapacağı bir süreç değildir.
Burada altı siyasi parti bir ortaya gelmiştir, hasta ağır durumdadır. Ağır bakımdadır. Hasta ne pekala burada? Kurumları çökmüş, kurumları iğdiş edilmiş, bir kişinin inisiyatif ve dağarcığına hapsedilmiş bir devlet. Bir devlet krizi yaşıyoruz şu an biz.
Tamamen pahalar üzerinden kimlikler üzerinden aidiyetlikler üzerinden ayrıştırılmış bir toplum. Buna herkesin katkısı olmuş, tahminen bizim de çok katkımız olmuştur geçmişte. Yanlışlar yapmışızdır. Siyaset olgunlukla yaklaşmalı ve bunu rehabilite etmeli. Tüm bunlardan kaynaklanan yüksek risklerimize endeksli felaket boyutta bir ekonomik buhran.”
“Türkiye’yi siyaset yapabilir bir ülkeye dönüştüreceğiz”
Altılı Masa’nın misyonunu da tanım eden Erden Fazilet “Altılı Masa ‘Efendim şu parti hükmetsin, bu parti gelsin kendi programını uygulasın vs.’ bu türlü bir şey değil. Bu bir geçiş devri. Evvela normalleştireceğiz, hasta ayağa kalkacak, ondan sonra aslanlar üzere düzgünleşmiş olan bu atletik bünyeye bir sonraki seçimde Gelecek Partisi diyecek ki ‘Ben ona beyaz gömlek yakışır diyorum.’ Biz de diyeceğiz ki ‘Bize nazaran yeşil gömlek de olabilir.’ Yani biz siyasetin o rekabetçi tarafını, ahlaki taraflı ortamını tesis edeceğiz. Türkiye’yi siyaset yapılabilir bir ülkeye dönüştüreceğiz evvela” diye konuştu.
“Her mevzuda Cumhurbaşkanı Altılı Masa’daki önderlere mi danışacak?” tenkitlerine açıklık getiren Fazilet “Kendileri alışmışlar ya bu paradigmaya. Bu mevcut paradigmanın lisanıdır bu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamını mevcut halinden uzaklaştırmaya, siyasetsizleştirmeye geliyoruz zati. Türkiye’de yürütmenin başı, başbakan olacak. Evvela Cumhurbaşkanı’nın elindeki bu mübalağ endeksi yüksek, çok abartılı yetkilerin anayasal hukuk içerisinde ‘Başbakanlık Sistemi’ne devredilmesi gerekiyor. Esasen biz bu sistemin cumhurbaşkanına yüklediği manası kabul etmiyoruz.” sözlerini kullandı.
“Hızlı karar alınıyor da ne oluyor?”
“Altılı Masa’nın ortak adayı Cumhurbaşkanı olduğunda, Cumhurbaşkanı TÜİK’in açıklayacağı enflasyon sayısını televizyondan öğrenecek” diyen Fazilet kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Talimatla TUİK onu yapmayacak, TUİK kendi objektif raporlama yöntemine uygun biçimde bilimsel sisteme sadık kalarak enflasyon sayısını açıklayacak. Kamuda da artırım yapılırken enflasyon sayısı baz alınır. Her şey kurallı olacağı için, her şey mantığa akla uygun olacağı için cumhurbaşkanı çıkıp: ”Yüzde 25, haydi olmadı yüzde 30!” diyemeyecek.
Sayın Erdoğan bir şey söylemiş, ”Muz bizim vaktimizde lüks olmaktan çıktı” diye. Evet herkes muz yiyebiliyor lakin ülke de muz cumhuriyetine döndü. Yüzde 25 açıklıyor sonraki gün otuza çıkartıyor. Yani kural yok tek bir kişinin idaresinden bahsediyoruz. Tek bir kişi karar alıyor, tek bir kişi sonuçları belirliyor, sebepleri belirliyor.
Çok süratli bir sistem bu değil mi? Süratli karar alınıyor da ne oluyor? Görüyorsunuz işte kararların sonuçlarını. Bugünkü sistem sebep, bugünkü sistem sonuçtur. Tek bir kişi her şeyi bilemez. Son peygamber, Hz. Muhammed’dir (S.A.V). Ondan sonra bir peygamberin gelmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bize bu malum edilmiştir.
Dolayısıyla biz bir bireye çok yüksek manalar yükleme lüksünde bulunamayız. İstişare bundan ötürü vardır. Altı tane bilgili insan gelmiş bir ortaya bir masa kurmuştur. Hastalığı kaldıracak, Türkiye’yi barıştıracak bir formül geliştirmişlerdir bunlar.
Her biri farklı bir siyasi yelpazenin farklı bir tarafından geliyor. Toplumsal demokratı da var, mütedeyyin muhafazakar demokratı da var, liberali de var. Bu çok değerli, bunun değerini bilmek lazım. Onlar bir karar aldıkları vakit emin olunuz ki 81 milyonun kararı olur. Farklı şahıslar, konuşabiliyor, siyaset yapabiliyor ve Türkiye’yi de yönetecek.”
“30 Ocak’ta hükümet programını açıklıyoruz”
12 Şubat 2022’de yapılan birinci toplantıdan bu yana 10 sefer toplanan Altılı Masa’nın bu güne dek ne yaptığını da özetleyen Fazilet şunları kaydetti:
“Efendim çok net bir şey söylüyoruz. Altılı Masa evvela ne yaptı? Bir anayasa taslağı hazırladı. Taslak diyorum zira toplum ve kamuoyu tartışmasına da açacağız biz onu. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem anayasası siyaset yapıcılar tarafından hazırlandı.
Bu, akademik dünyanın da tartışmasına açılacak, çok daha çoğulcu ve demokratik bir tabana denk gelecektir o anayasa vakitle. Lakin biz bir ruh oluşturduk orada. Yani Türkiye’yi olağanlaştıracak, hastalıklarımızı ortadan kaldıracak bir temel attık orada biz.
Buradan muştusunu de verelim 30 Ocak’ta hükümet programını açıklıyoruz. Bu CHP’nin, Saadet Partisi’nin, Deva Partisi’nin nevi şahsımıza münhasır programı değil, hepimizin programı. Hasebiyle 81 milyon vatandaşın his dünyasına dokunan bir program.
Zaten bu programın ruhu şu, Cumhurbaşkanı’nın mevcut yetkilerini alıp bizim ortak adayımız kendi başına nazaran kararnameler yoluyla bu sisteme nazaran yönetmeyecek, tam karşıtı geçiş sürecini hali hazırda biz tamamladığımız, nasıl geçiş yapacağımızı belirlediğimiz için, o kural ve kurallara nazaran kararlar alınacak.”